<<< <

<$Çin malı araba, araba haberleri ve ilanları, traktörler, ucuz otomobiller: CELLAT - Serdar GÖKHAN - Yesilcam'ın REMAKE'leri - Bölüm 1h2><$Traktörler hakkında bilgiler, traktör fiyatları, servisleri, bayiler, ikinci el, 2. el fiyatlar, satış, resimleri, yedek parça, Erkunt, Tafe, Tümosan, LS, Massey Ferguson


Yeniden Çevrim Hadisesi:

Amerikalılarca "Box Office" olarak tabir edilen gişe rekortmeni ve çekilebilirliği olası(?) filmler Hindistan'dan İtalya'ya kendi olası çevrimlerini de beraberinde üretir. Kimi zaman bir çizgi roman sayfalarından beyaz perdeye konuk olan bir süper kahraman, kimi zamanda daha önce hiç denenmeyip ilk kez çevrimiyle inanılmaz bir ilgiye hasıl olan onlarca konunun kısa zaman dilimlerinde çekilmiş yansımalarını küçük bütçeli ülke sinemalarında izleyebilmek mümkündür.

Kunt Tulgar ilk SUPERMAN filmini ailesi ile beraber Fransa'da izler ve çıkışta babasının "Bu film tutar sende bir Supermen filmi çek" önerisiyle film boyunca zaten kafasında şekillenmiş proje için bir çeşit onay da almış olur. Zaten asıl konu Süpermen filmini çekmek değil Süpermeni uçurabilmektir.

Çetin İnanç, "İtalyandan kovboy oluyorda Türkten neden olmasın?" mottosuyla "Erişte Western" türüne girişir. Tomas Milian'ın RUN MAN RUN'ını türün ilginç örneklerinden Dağ Kurdu'nda bir remake olarak seyirciye sunar.

Elbette ki bugünün terimler arayışı içerisinde "hakiki" B olarak nitelendirilen bu çalışmaların yanında Yeşilçam'ın seçkin isimlerinin de zaman zaman REMAKE yapmaya başvurdukları görülmektedir. Bu yazı dizimiz de Yeşilçam'ın fantastik dozajı düşük ve daha oturaklı filmler yapmaya çabalamış yönetmenlerinin yeniden çevrimlerinden örnekler sunacağım.


CELLAT - Turkish Death Wish

1975

1970'ler sinemada şiddetin keşfinin yıllarıdır. Bu keşif bir yandan adaletin sorgulanması ve tipik Amerikan rüyası olan kendi kanunu koyma özleminin de sunumudur. 1974 yılında Charles Bronson'u sinemanın seçkin intikamcısı haline getiren DEATH WISH filmi çevrilir. Takip eden yıl orjinal filmin Bülent Oran'ın senaryosuyla bir parça değiştirilip ülkemize uyarlanmış versiyonu olan CELLAT sinemalarda gösterime girer.

Charles Bronson'un yerini Serdar Gökhan, yönetmen koltuğunda ki Michael Winner'in yerini ise Memduh Ün almıştır. İki filmin ana teması olarak bir ailenin başına gelebilecek en kötü yıkımlardan birisinin neticesinde intikam makinesi haline dönüşen aile reisinin yaşadıkları konu edilmektedir.


İntikamcılık sinemanın garantili konularından biri olmasına karşı en çok tekrar edilen temalarınında başında gelmektedir. Kimi zaman yenilikler sunarak bu temayı verebilen filmler diğerleri içerisinden sıyrılabilme başarısını gösterebilirler.

Death Wish'i temelinde diğerlerinden ayıran noktada hikayenin kurgusunun bir çeşit rahatlama filmine dönüşmesindendir. Karısı ve kızı sokak serserilerince tecavüze uğrayan, karısını mezara kızını akıl hastanesine kapatan Paul Kersey kısa bir süre içinde ki ikilemle boğuştuktan sonra Texaslı bir petrol babasının kendisine hediye ettiği silahın verdiği teşvikle, öldürebildiği kadar serseriyi yoketmeye karar vererek gecelerin intikamcısı halini alır. Halkın sempatisini kazanan ve Newyork'ta ki suç oranının düşmesine yardımcı olan bu intikamcının yöntemi oldukça basittir, oltanın ucunda ki avcı gibi kendisine gelecek balıklara yem sunmakta ve avını yakaladığında sualsiz olarak öldürmektedir.


Cellat filminde aynı temayla ailesinin yıkımıyla yüzyüze gelen Serdar Gökhan'ın "Texaslı Petrol Babası"'nın yerini Bursalı Kenan Pars alır. Pars'tan aldığı silahla kısa bir süre sonra gecelerin intikamcısı haline gelen Gökhan bir yandan bu amaca hizmet ederken öte yandan da karısının ve kız kardeşinin katillerini aramaktadır. Bronson sistemiyle hareket ederek Newyork metrosunun İstanbul'a uyarlanmış versiyonu olan Zeytinburnu banliyö hattı, sur dibi gibi çeşitli mekanlarda ulaşabildiği kadar serseriyi öldürür.

Orjinal filmde hiç yüzyüze gelmeyen serseri grubu ve esas karakter, Yeşilçam'ın yeniden çevriminde Gökhan'ın karısına hediye edip daha sonra serserilerce çalınan kolyeyi tesadüf eseri bulmasıyla yüzleşirler. Tabii ki bu yüzleşme sinemamızda kimi zaman örneklerine rastlanabilecek sadizm öğelerininde ortaya çıkışının habercisidir. Film boyunca sürekli tekrarlarla kötülük ve gereksizlikleri olanca ağırlığıyla sunulan Tarık Şimşek, Oktar Durukan ve İbrahim Kurt üçlüsü bu kadar kötülüğe müstehaktır düşüncesine uyacak usullerde cezalandırılırlar.


Bronson'un yaralanmasıyla beraber deşifre olarak polis nezaretiyle şehirden uzaklaşmaşıyla sonlanan hikaye Türkiye versiyonunda manasız bir katliam havası yaratmamak veya şiddeti sorgulamak adına yapılmış bir filmi seyircinin anlamayacağı düşüncesiyle açılışta ki temaya döner.

Bu düşünceye göre Cellat aslında kötü-iyi bir adamdır ve ailesinin intikamını aldığında girdiği yoldan geri dönecektir. Oysa ki Bronson'un girdiği yolda doktora hatta ordinaryus profesörlüğe soyunduğu devam filmlerinde böyle bir durum yoktur. Baba yadigarı misali bir altı patlarla başlayan intikamcılığı roket atarla serseri temizlemeye kadar götürecektir. Sadece ilk film ele alındığında Cellat'ın Bronson tekniklerinden çok daha ötede sunumlar gerçekleştirdiği görülebilir.

Elektrik İşkencesi, Tuğla fırınında adam yakma, Kadının kafasını yerden yere vurma ...vs



CELLAT Mini Galeri: ( Resimlerin Üzerine Tıklayarak Orjinal Ebatlarında Görebilirsiniz)




Yazan: Gökay GELGEC - Yojimbooo

Etiketler: , ,


<$I0 Yorumh4>
<$C

<$BYorum Gönder

<$BKaydol: Kayıt Yorumları [Atom]>

Sitede arayın

Seçmeler

Dersler
Coğrafya
2. el araba

| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
uzunyol Yorum RSS

Bu site Google AdSense ile gelir elde ediyor.
Bu tema araba-cı tarafından hazırlanmıştır.